top of page
Tramvay ve İnsanlar
Ali Önce

Günümüz Türkiye Ekonomisinin Gençlerin Yaşamına Etkisi

Yazan: Ali Önce


Bu yazımda son zamanlarda dillerden düşmeyen iki ayrı kavramdan bahsedeceğim: Gençlik ve Ekonomi.


Z kuşağı ve alfa kuşağıyla beraber toplum yapısında ciddi değişikliklerin yaşanacağını fark eden günümüz dünyası inovasyonlarla geleceğe hazırlanmaya ve yeni toplum yapısına adapte olmaya çalışıyor. Gençliğin bitmek bilmeyen isteklerini temin etmek içinse lazım olan şey tabii ki para. Günümüz kapitalist dünyasında pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da iş bir noktada ekonomiye bağlanıyor. Türkiye’de ekonominin gençler ve inovasyonlar üzerinde nasıl bir etkisi var, gençlerin yaşamı günümüz enflasyonist ortamında nasıl etkileniyor ve en önemlisi de biz gençleri yarın ne bekliyor gibi soruları elimden geldiğince matematiksel verileri kullanarak anlatmaya çalışacağım.



İSTATİSTİKLERLE YILLARA GÖRE FİYATLAR


HAYATIN İÇİNDEN ENFLASYON İSTATİSTİKLERİ


Ders çıkarmak ve üzerine düşünmek amacıyla ilk aşamada tablolardaki verilerden biraz bahsetmek ve detayları da anlatarak ufak incelemeler yapmak istiyorum.


Kahve: Veri olarak ucuz ama güzel bir kahve kullanmak istedim. Starbucks’ın küçük boy filtre kahvesi 2015 yılında sadece 5 TL iken şu an 22 TL. Günümüzde Starbucks’ın pek çok kafeden görece daha ucuz bir zincir olduğunu da düşünecek olursak buna rağmen arkadaşlarınızla oturmaya gittiğiniz zaman alabileceğiniz en ucuz şeyin 22 TL olması gerçekten üzücü açıkçası.


İETT Öğrenci Kartı: Buradaki verimiz ise İstanbul’daki öğrenci kartında bir basış fiyatlarını gösteriyor. Daha pandemiden hemen önce 2019 yılında 1.25 TL olan bu ücret şu an 3.74 TL! Evinizden çıkıp bir deniz havası alıp geri gelmek için bile 8 TL’ye yakın bir ücret ödemeniz gerekiyor maalesef. Bununla beraber kartınızı kaybetmenizde ve bilginizin dışında sizden başka birisinin kartınızı kullanması durumunda öğrenci falan dinlenmeden 602 tl ceza verilmesi (Yaşamış birisi olarak hiç hoş olmadığını söyleyebilirim) gibi durumlar da işin cabası artık.


Konser: Burada ele aldığım veri biraz manidar, üç yıldır düzenlenemeyen Zeytinli Rock Festivali. Paranın insanların mutluluğu için sadece bir araç olması gerektiğine inanıyorum ve nihai amacın mutluluk olduğu bu perspektifteki bir bakış açısında sonuca odaklanacak olursak bu yazı için önemli olan gençlerin mutluluğudur. Eğlenmek için yaptığımız aktivitelerden biri olan konserler arasından Türkiye’de önemli yeri olan Zeytinli Rock Festivali’ne 2019’da ilk başta izin alınamamış sonradan zar zor konserler yapılmışken 2020 ve 2021’de pandemi sebebiyle yapılmamıştır ve 2022’de pandemi artık görece etkisiz hale gelmişken kimi başka sebepler dolayısıyla yeniden iptal edilmiştir. Engel olunmasaydı da gidebilir miydik bir soru işareti zaten çünkü 2015’te kombine + kamp olarak satılan biletler 112 TL iken 2019’da çoktan 264 TL olmuştu bile…


Yemek: Burada lokal kalmamak ve daha geniş bir perspektife sahip olabilmek amacıyla Dominos’un orta boy klasik pizzasını ele aldım. 2015’ten 2019’a kadar olan süreçte çok ciddi bir artışa maruz kalınmamış 15 TL olan pizza 20 TL’ye çıkmıştır. Günümüze geldiğimizdeyse bu pizzayı ancak 60 TL’den alabiliyoruz. Biz mektep öğrencileri için konuşacak olursak Play Pizza ve Pizza Vegas’tan bu durumu anlamanın fazlasıyla kolay olduğunu düşünüyorum. Tabii ki sadece pizza değil çorba, dürüm, kebap, tatlı vs. pek çok şeyin fiyatındaki çok ciddi zamları hepimiz her gün hissediyoruz zaten.


Liseler arası organizasyonlar: Liseler arası organizasyonlar: Bu noktada MUN gibi büyük etkinliklerin ortalamasından bahsetmek istiyorum. 2015’te katılımcıların ceplerinden çıkan para 90 TL civarı iken bu seneki durumda 500 TL civarına ulaşmış durumda. Bu durum diğer okullarda da böyle olduğundan maalesef ki kendimizi geliştirebileceğimiz ve önemli deneyimler yaşayabileceğimiz kimi etkinliklere katılım gittikçe zorlaşmakta…


Kaynak kitap: Eğitim sistemimizin açık ara en önemli dersi olarak önümüze çıkan matematiğin lisenin ortasındaki bir 10. sınıf öğrencisi için ortalama kaynak kitap fiyatlarında yıllar arasında ciddi bir uçurum görülmekte. 2015’te ortalama 20 TL civarı iken günümüzde 100 TL’ye kadar tırmanmış durumda. Bu derece enflasyonist bir ortamda ders çalışmak dahi ayrı dert olmaya başladı. Bunlar dışında spor salonları, otel tatilleri, bisiklet, kurs ve dershane ücretleri gibi pek çok şeye daha değinilebilir ancak sadece bu kadarının dahi günümüz gençliği için durumu özetlemeye yettiğini düşünüyorum. Hayat pahalılaşıyor da pahalılaşıyor, zamların sonu gelmek bilmiyor.


Yıllara göre markalarda gözlenen fiyat değişimi (2015-2022)

REFAH ÖLÇEN BAZI ÖNEMLİ İSTATİSTİKLER


Fiili Bireysel Tüketime İlişkin Fiyat Düzeyi Endeksi: Avrupa Birliği ve Avrupa Birliği’ne aday ülkelerin bulunduğu bir araştırmada ortalama alınıp değeri 100 euro olacak bir sepet oluşturuluyor. Endeksin karşılığı olan sayı, bu sepetin o ülkede kaç euro kullanılarak hazırlanılabileceğini gösterir. Endeks düştükçe ülke de yabancılar için ucuzlamaktadır. Ülkemiz yabancılar için ucuzladıkça turizme ve yabancı yatırımlara gittikçe daha da açık bir ülke haline geliyoruz ancak buna sebep olan şey paramızın değer kaybetmesi. Yatırım imkanları vs. de doğru değerlendirilemeyince bu durumdan maalesef ki herhangi bir çıkar elde edemiyoruz. Yabancılar ülkemizin güzelliklerinden faydalanabilirken biz kendi ülkemizde gezmek için iki kere düşünüyoruz.


Yaşam Kalitesi Endeksi Sıralaması: 86 adet ülkenin bulunduğu araştırmada Türkiye’nin yıllara göre sıralaması gösterilmiştir. Ülkemizin bu endekste stabil bir performansı vardır. Alım gücündeki kaybı önlemek amacıyla devlet ürünlere gelen zamlara eşlik edecek şekilde maaşlara da zam yapmaya çalışmaktadır. Bu durumun ciddi borçlanmalar aracılığı ile yapılması durumunda ilerde daha kötü sonuçlara yol açması mümkündür.


Mutluluk Endeksi Sıralaması: 150 adet ülkenin bulunduğu araştırmada Türkiye’nin yıllara göre sıralaması gösterilmiştir. Ülkemiz bu endekste 2017 yılı hariç düşen bir performans izlemiştir. 2015 yılında en mutlu 76. ülkeyken şu anda maalesef ki 112. ülkeye kadar gerilemiş durumdayız.


Enflasyon: Fiyatlar genel düzeyinde yaşanan artışı ifade eden enflasyon teriminin yıllara göre sonuçları gösterilmiştir. Özellikle de son iki yılda çok ciddi enflasyon oranlarıyla karşılaşmaktayız. Halk tarafından hissedilen enflasyon kimi piyasalarda %200’ü aşmıştır ve hiperenflasyonun kapıları çalınmıştır. Umuyorum ki böyle bir krizi hiç yaşamayız.


TL Cinsinden Kişi Başı GSYH*: Ülkenin toprakları içerisinde üretilen toplam ürünlerin TL üzerindeki fiyat değerinin nüfusa bölünmesi anlamına gelir. Ülkemizde bu değer düzenli olarak artışta olsa da enflasyon artış oranını ve Dolar/TL artış oranını karşılayamamaktadır. Bu da reelde düşüşte olduğumuz anlamına gelir. Dolar Cinsinden Kişi Başı GSYH: Ülkenin toprakları içerisinde üretilen toplam ürünlerin dolar üzerindeki fiyat değerinin nüfusa bölünmesi anlamına gelir. Dolar bazındaki düşüş reelde düşüşte olduğumuza dair önemli bir ipucudur.


Gini Katsayısı: 0 ve 1 arasında olan bu sayı ülkelerdeki gelir eşitsizliğini ölçen önemli bir hesaplama biçimidir. 0’a yaklaşıldıkça gelir daha düzgün dağılırken 1’e yaklaşıldıkça zengin ve fakir arasındaki fark artar. Artması olumsuz bir durumdur. TÜİK 2021 verisini hala açıklamamıştır ve bu biraz şüphe çekici bir durumdur. Her ne kadar stabil bir durumda olsak da Türkiye OECD ülkeleri içerisinde gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu 4. ülkedir.


Yıl Sonu Dolar/TL: Her yılın son ayında 1 dolar karşılığı kaç TL alınabileceği gösterilmiştir. Paramızın değeri uluslararası piyasada gittikçe değer kaybetmektedir. Alım gücümüzü, ekonomik gelişim seviyesini ve refah seviyesini olumsuz etkilemektedir. *GSYH: Bir ekonomide belirli bir dönemde, gerçekleşen tüm nihai mal ve hizmet üretiminin toplam değerini ölçer.



GENÇLERİ NE BEKLİYOR?


Ülkemizdeki gençlerin çok büyük bir çoğunluğu mutsuz. Peki gençleri mutlu etmek gerçekten bu kadar zor mu? Çok mu fazla şey istiyoruz biz gençler olarak ki bu kadar mutsuzuz?

Avrupa’daki, Amerika’daki akranlarımızdan daha fazlasını istediğimizi ve hatta onlar kadarını bile istediğimizi hiç sanmıyorum. Spotify’dan müzik dinleyebiliyor olduğumuz, Netflix’ten film


izleyebiliyor olduğumuz ya da cebimizde akıllı telefon taşıyor olduğumuz için durumumuzun iyi sayılması dokunuyor bize aslında. Standartlarımızın bu kadar düşük olması üzüyor bizi. Hayal kuramıyoruz çünkü bu şekilde. Özgüvenimiz kırılıyor bir şey başarma arzusunda önümüze baktığımızda karşımıza çıkan o zor yolları görünce. Üzerimizdeki baskı yoruyor bizi, pek çoğumuz kaldıramıyor ve yolun yarısında pes ediyor zaten. Biraz daha rahat ve biraz daha mutlu olabilecek imkanlara sahip olsak bu bile bizim için yeterli motivasyonu sağlayacak belki ama maalesef ki bulamıyoruz. Yani aslında asıl isteğimiz sadece biraz daha mutlu olabilmek.


YARIN NE OLACAK?


Şu anda Ukrayna-Rusya savaşının da etkisiyle dünya önemli bir küresel ekonomik krizin kapısını çalmış durumda ve bu süreç içerisinde tüm ülkeler sıkıntı yaşayacak da olsa temelleri sağlam olan ve ne yapacağını bilen ülkeler doğru ekonomik politikalarla görece daha az sıyrıkla atlatacaklardır. Türkiye’ye bu konuda güvenebilir miyiz, ben şahsen emin olamıyorum. Ulusal çaptaki krizin üstüne eklenecek bir küresel kriz bizim için çok çok ciddi problemlere yol açabilir ve bu yüzden tek bir gün daha beklenmeden doğru ekonomik reformlar ve politikalar yürürlüğe sokulmalıdır. Tüm dünyada başarılı olmuş ülkelerin izledikleri politikalar hiçbir şekilde örnek alınmamışken tersi olarak uygulanan politikalar acilen yürürlükten kaldırılmalıdır. Yolsuzluk, hırsızlık ve rüşvetin acilen önüne geçilmelidir. Eğer ki bunlar uygulanmazsa bizi çok daha karanlık günlerin beklediği aşıkardır.



4 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör

Commentaires


bottom of page