Yazan: İlayda Özdemir
Eserin ressamı Lawrence Alma-Tadema 1836 Hollanda doğumlu bir sanatçı olup hayatı boyunca çeşitli sebeplerden sık sık yer değiştirip önce Belçika sonra İngiltere’de eğitim görmüş; İngiltere vatandaşı olup ödüller almış hatta “Sir” ilan edilmiş, 1912’de Almanya’da hayatını kaybetmiştir.
Bir tabloyu incelemek için yapıldığı ( yani muhtemelen tablo üzerinde en çok etkisi olan ) dönem de incelenmelidir. Ressam Alma-Tadema 1888’de İngiltere’de yaşıyordu. 1. Viktoria yönetimindeki Birleşik Krallık, Sanayi Devrimi’nin ardından gelen bir refah dönemi içerisindeydi, sanayi burjuvazisi ve tacirler toplumun baskın grubu haline gelirken ahlaki değerleri de hızla sosyetede yer ediniyordu. Toplum cinselliğe karşı neredeyse korku olarak adlandırılabilecek hisler beslemeye başlamıştı ve tüketim kültürü ortaya çıkmıştı. Zenginleşen burjuvazi, en büyük örneği “Büyük Akdeniz Turu” olan gezilere katılıyor ve gezdiği yerlerde sergilenen antik eserlere özeniyordu. Tüketme ve sahip olma eğilimi ile antika sanat objelerinin pazarı giderek büyümüş hatta yeni yapılan resimlerde de bu objeler aranır olmuştu. Dönemin revaçtaki sanat akımları ise neogotik (ya da gotik uyanış), ön rafaelloculuk, viktoryen neoklasisizmi, romantizm ve izlenimcilikti. Lawrence Alma-Tadema’nın eğitmenlerinin de etkisiyle teknik ve renk paleti açısından neoklasisizm ve romantizmden etkilendiği bariz olsa da bu tabloyu akademik bir tablo olarak değerlendirmek daha doğru olacaktır.
Akademizm, Fransız Güzel Sanatlar Akademisi etrafında belirlenip gelişen ve Rönesans'tan beri süregelmiş teknik kuralları tutucu bir şekilde devam ettiren bir sanat akımıdır. Kendi içerisinde bir hiyerarşisi ve kabul mekanizması vardır. Çalışmalar atölyelerde gerçekleştirilir ve eserler “salon”larda sergilenir. Resim renkten önemlidir, idealizm aranır: gerçeğe benzerlik ve güzellik temel hedeflerdir.
Çıplaklığa yer verilir fakat bu çıplaklığın skandal yaratmaması için bir bahaneye ihtiyacı vardır; yalnızca mitolojik ya da dini karakterler çıplak olabilir ve dönemin standartlarında mükemmel vücutları olmalıdır. Tablolar konularına göre hiyerarşik bir sıralamaya tabi tutulur (türler hiyerarşisi), en asil resimler mitolojik ya da dini olanlardır; sonra sırasıyla tarihi tablolar, portreler, manzara resimleri ve natürmort gelir. Antiğe duyulan büyük bir hayranlık vardır. Bu akımının sonunu biraz izlenimcilik biraz da fotoğraf makinesinin icadı getirir. Tablonun akademik olduğunu konusu ve tekniği bakımından döneme göre “mükemmel” olup akademi onayından geçmesinden rahatlıkla anlayabiliriz.
Tablonun oluşmasında etkisi olan elementlerden bahsettiğimize göre, tablonun kendine geri dönebiliriz. Eser yağlı boya ile gayet büyük bir tuval üzerine (bunun sebebi yukarıda bahsi geçen türler hiyerarşisinde en üstte olmasıdır) yapılmıştır. Işık doğal ve dağınıktır, renk kullanımı romantizm etkisini kanıtlar. Resimde temel olarak üç plan bulunur: önde güllerin içindeki misafirler, Heliogabalus’ve çevresi, arkadaki çalgıcı ve heykel.
Objeler öyle güzel detaylandırılmıştır ki neredeyse fotorealistiktir, ressamın özellikle mermeri resmedişi çok ünlüdür. Doku mükemmeldir. (örn: Fotoğraf 1 )
Bazı objelerdeki sembolleri seçebiliriz, Örneğin buradaki (Fotoğraf 2) çalgıcı kadın yaprak tacı, leopar kürkü ve çalgısıyla baştan aşağıya Roma tanrısı Baküs (Yunan mitolojisinde Dionisos) ‘e adanmış parçalar taşıyor. Baküs basitçe şarap tanrısı olarak bilinir, kendisine adanan toplu parti-ritüeller psikedelikliği ile ünlüdür, bu ritüeller bir açıdan kontrol edilemez cinselliği simgeler.
Bu heykel (Fotoğraf 3) ise gerçek bir heykelin kopyasıdır. (11. yy, Palazzo Altemps, Roma) Leopar ve erkek figürler eşcinselliği ve hayvansallığı temsil ederler.
Tablonun konusuna gelecek olursak, tablonun ortasında yatar pozisyonda Roma İmparatoru Heliogabalus, yanındaki masada yakınları ve ön plandaysa gül yaprakları içerisinde boğulan konuklarını görürüz.
Heliogabalus (ya da Elagabalus) 203-222 yılları arasında yaşamış, Emesa-Suriye doğumlu, oldukça tartışmalı bir Roma İmparatoru’dur. Sextus Varius Marcellus ve Julia Soaemias Bassiana’nın oğludur. Asıl adı Varius Avitus Bassianus Marcus Aurelius Antonius olup yöresinin oryantal tanrısı El-Gabal’a Başrahiplik yaptıktan sonta adını alıp kendini Heliogabalus olarak adlandırmıştır.
El-Gabal’a inekleri, koyunları ve insanları kurban ettiği bilinir. İmparatorluğu boyunca yörenin farklı dinlerine hiç saygı duymamıştır. Delilik seviyesinde kültler ve kutlamalar yönetir: konuklarını bu tablodaki gibi çiçek yaprakları içerisinde boğduğu, onlara para veya ölü hayvan fırlatıp bunu zevkle izlediği, bazen yiyecek olarak tahta veya mermer servis eder. Hedonizmle (hazcılık; hazzın mutlak anlamda iyi olduğunu, insan eylemlerinin nihai anlamda haz sağlayacak biçimde planlanması gerektiğini, sürekli haz verene yönelmenin en uygun davranış biçimi olduğunu savunan felsefi görüş) bağdaşmış bir imparatordur. Birçok erkek* aşığı (Hierokles, Zotikos en bilinenleri olmak üzere) ve karısı ( birisi Vesta rahibesi olmak üzere beş tane) olmuştur. Birçok doktora cinsiyet değiştirmenin mümküniyetini sormuştur. Toplumca ve aristokratlarca dine hakaret ve deliliği katlanılamaz görülünce öldürülmüştür.
Lawrence Alma-Tadema; cinselliği ve deliliğiyle bilinen bir imparator’u, Baküs sembollerini ya da bu sahneyi rastgele seçmemiştir. İçinde bulunduğu ahlakçı burjuva toplumunun değerleriyle; tablonun potansiyel alıcılarının gözlerinin içine dimdik bakan Heliogabalus aracılığıyla dalga geçer. Hem akademideki teknik kurallara mükemmel bir şekilde uyarak tablonun onaylanmaması adına somut bir koz vermez (çıplaklık dahi yoktur) hem de tablonun içine aşağılayıcı ve zekice bir mesaj yerleştirir. Lüks Roma yaşantısı ve delilik bağlantısını alıcıların tüketme ve satın alma isteğiyle dalga geçmekte kullanırken bu alayına bastrılmış cinsellik konusunu da özümsetir. Dönemin zenginleri değerlerine hakaret eden şımarık, biseksüel ve hatta trans Heliogabal’ın misafirlerini boğdurduğu; yakınlarının lüks içinde eğlenceye katıldığı tabloyu satın almak için birbirleriyle yarışacaklardır.
Comments