Yazan: Ata Sevgi
Geçtiğimiz 1 Nisan 2022’de Reddit tarafından 2. kez “r/place” etkinliği düzenlendi. İlk etkinlik 1 Nisan 2017’de düzenlenmişti fakat çoğu kişinin (özellikle Türkiye’dekilerin) bu etkinlikten haberi olmamıştı bile. Peki, bu sefer Türkiye’de neden bu kadar ses getirdi? Hatta ondan da önce, “r/place” etkinliği ne?
İlk defa 5 yıl önce düzenlenen bu etkinlik aslında çok basit bir şekilde ilerliyor: Bir hesaptan giriş yaparak size sunulan 1 milyon piksellik kare bir tuvalin bir adet pikselini istediğiniz renge boyuyorsunuz. Bu işlemi 5 dakikada bir tekrar edebiliyorsunuz, yani 5 dakika dolmadan herhangi bir değişiklik yapamıyorsunuz. O yüzden bu şartlarda bu tuvali tek başınıza doldurmaya çalışmanız demek 83 saat 20 dakikaya denk geliyor ki bu zaten etkinlik süresi olan 4 günden çok daha kısa ki bu durumda da etkinlik boyunca hayatınız yokmuşçasına 5 veya daha fazla hesaptan aralıksız piksel boyamanızı gerektirir. O yüzden insanlar bu tuvalde istedikleri çizimleri yapabilmek için farklı topluluklar oluşturuyor. Asıl sıkıntı ise şurada başlıyor: Bir pikselin rengini belirlemenizden sonra başka biri bu pikselin rengini yeniden değiştirebiliyor. İşte bu yüzden farklı topluluklarkendilerine o tuvalde bir yer edinmek için 72 saat boyunca sürekli mücadele etti. Bir tür sanal dünya savaşına dönen bu etkinlikte çok ilginç olaylar yaşandı.
Bu etkinliğin Türkiye’de bu kadar ilgi görmesi de aslında Porçay adlı Youtube içerik üreticisinin “Gün Birlik Günüdür” adlı videosuyla başladı. Onun Reddit takipçilerinin yanında bu videoyu izleyen Elraen, PqueeN gibi Twitch yayıncılarının canlı yayınlarda bütün izleyicileriyle birlikte r/place’e katılmasıyla sosyal medyada çok büyük ilgi topladı. 24 saat boyunca yayın yaparak kendi eserlerini hem kurmaya hem de korumaya çalıştılar.
İnsanlar yaratıcılıklarını bir kez daha son raddede kullanarak önce bütün tuvali kendi ülke bayraklarıyla doldurmaya çalıştı ki insanlar açısından bayrak çizmek için birleşmek çok daha kolaydı. Türkiye’den de başlangıçta tuvalin sağ üstüne Porçay’ın “r/BURDURLAND” adlı Reddit grubunun logosu çizildi. İlk kızışmalar burada başlamıştı bile. Hollanda en üste çok uzun bir bayrak yerleştirmeye çalışıyordu ve bu logo da yolunun üzerindeydi. Fakat insanlar bu etkinliğe o kadar kapılmıştı ki gruplar arası elçiler yollanarak sınırlar çekildi ve taraflar arası barış sağlandı. Tuvalin her bir pikseli farklı bir savaş cephesiydi. Bazı insanlar sadece kendini temsil edecek küçük bir iz bırakmaya çalışıyordu, bazıları sadece daha büyük görünmeyi arzuluyordu, bazıları da sadece diğer insanların yaptığı sanatsal her şeyi berbat etmek için elinden geleni yapıyordu.
Tuvale çizilen bayraklar arasında Türk bayrağı da vardı, hatta 2 tane (belirli bir zaman aralığında 3 tane ama ona geleceğiz) Türk bayrağı vardı ve bundan rahatsız olan diğer ülkeler bu bayraklara saldırmak istedi. Her bayraktan en fazla bir tane olması gibi resmi olmasa da herkesin kabullendiği bir kural vardı. Türk yayıncılarının da desteğiyle bayraklar korundu ve farklı olması için bir bayrağın üstüne İstanbul Silueti ve Anıtkabir eklendi. Oluşan görsel çok etkileyiciydi fakat bu kadar insanın bir araya gelmesine rağmen düzgün bir yıldız çizilmesi için o kadar vakit harcandı ki yıldızı düzeltilmeye devam ederken yeni gelen saldırıları engellemek için farklı birlikler oluşturma zorunluluğu doğdu. (Galiba bazıları ilkokulda resim ödevlerini arkadaşlarına yaptırmayı fazla abartmış. Bir yıldız da çizebilin be!) Neyse ki ne kadar göze batsa da yıldızın son hâli şu an o görselin içinde kendini tarihe yazdı.
Bu görsel aslında r/place için bir tür Çanakkale’ydi. xQc adında sürekli farklı görsellere saldırarak ilerleyen yabancı bir Twitch yayıncısı 208 binden fazla izleyicisiyle buraya 3 kere saldırdı. Tek amacı görseli tamamen batırmaktı bu yüzden izleyicilerine rastgele pikseller yerleştirerek bütün görseli bozmalarını istedi.
Ancak Elraen adlı Türk Twitch yayıncısı 125 bine yakın izleyicisiyle her seferinde savunmaya geçti ve asla unutulmayacak bir savunma yapıldı. Bu “asker” sayısı farkından dolayı xQc yayınında bot kullanıldığını iddia ederek ağlamak dışında pek bir şey yapamadı. Sonrasında birkaç Türk kullanıcı bot kurmayı bilmediğinden birkaç hesap kurduğunu ve her birinden piksel koyduğunu söyledi. Ne kadar uğraşılmasına değmez gibi gelse de demek ki işe yarayan bir teknikmiş.
Etkinliğin son gününde tek derdi milli duyguları kullanarak daha fazla etkileşim alıp bu etkinlikten faydalanmak olan Türk Tiktok fenomenleri, takipçilerine fazladan bir tane Türk bayrağı yaptırarak diğer bütün katılımcıların Türkiye’ye karşı antipati geliştirmesine sebep oldu. Neyse ki bunun yanlış olduğunu fark eden diğer Türk Twitch yayıncıları da bu bayrağın yerine Kaplumbağa Terbiyecisi’ni yerleştirdi ki Tiktok fenomenlerine çok iyi bir cevap oldu.
Birlikler kurup farklı cephelerde kendi eserleri için savaşlar yapan bu toplulukların hepsinin ortak bir düşmanı vardı. Onun adı da Türkçe anlamı “boşluk” olan “Void”di. Void aslında r/place yazılımcıları tarafından yapılan ve önüne çıkan her şeyi siyaha boyayan bir tür yazılımdı. Void’e karşı gelemeyen birçok sanat eseri kayboldu. Bazı insanlar da sırf eğlenceli olduğunu düşündüğü için Void’e katılıp onun gibi her yeri siyaha boyamaya çalışıyordu. Yani Void sadece bir metafordu, insanların en büyük düşmanı yine kendileriydi. Yapılan her türlü sanat eserine bırakabilecekleri iz düşünülmeden saldırılıyordu. Diğer insanlar da Void’e tepki olarak Void’in başladığı noktanın tam ortasına büyük bir limon çizdiler. Evet, bir limon.
Tuvalin son hâline baktığınızda gerçekten insanlığın kısa bir özetine şahitlik ediyorsunuz. Bir kenarda Van Gogh’tan Yıldızlı Gece, diğer bir yanda Rembrandt’tan Gece Devriyesi eserleri, Nelson Mandela’nın portresi ve Dogecoin’le aynı tuvalde duruyordu. Tuvalin her bir noktası asla aklınıza gelmeyecek farklı kültürlerin, oyunların, dizilerin veya filmlerin iç içe karışmasından oluşuyor. Türk çayının yanında Winnie the Pooh size gülüyor. Fil Necati de Sonic’in yanından hayatınızda görebileceğiniz en korkunç gözlerle sizi izliyor. Star Wars film afişi de kanguru süren bir koalanın yanında yer alıyor. Baktığınız her kısımdan küçük küçük Among Us oyununun karakter tasarımları çıkıyor, bunlara Barış Manço’nun kolyesindeki ve Anıtkabir’i ziyarete gelen fesli Among Us karakterleri de dâhil (2300’den fazla vardı, biraz korkunç bir hâl aldı).
Neyse ki Rickrollanmanıza sebep olacak QR kod kaldırıldı da gelecekte kimse Rickrollanma riskiyle eseri incelemek zorunda olmayacak.
Etkinliğin sonuna yaklaşırken Porçay ve takipçileri Void’in tam ortasına bir el figürü çizdi. Bu el tıpkı on bin yıl önce insanların mağara duvarlarına bıraktığı ilkel el çizimleri gibiydi. Void’in getirdiği karanlığa ve önüne gelen her şeyi yok eden gücüne rağmen ona dur diyebilen ve bu karanlığa kendi ışığıyla karşı gelebilen insanlığın sembolüydü. Bundan sonraki on bin yıllık süreçte belki de insanlar bu işareti bizim o mağaradaki resimleri gördüğümüz kadar ilkel görecek ama yine de burada olduğumuzu ve buradan geçtiğimizi bilecekler.
Etkinliğin son 24 saatinde bir sürpriz yaşandı. Size sunulan 32 rengin hepsi beyaza dönüştü. Yani tuvali silmek dışında hiçbir şey yapamıyordunuz. Bütün katılımcılar 72 saat boyunca özenle yarattıkları eserlerini kalan 24 saatte beyaza boyamak zorunda kaldı. Tuval başladığı o saf ve bembeyaz haline geri döndü, onca kargaşadan sonra yeni bir sayfa açıldı. Belki de 2027 etkinliği için temizlik yapmamız gerekiyordu. Tabii ki de beyaza boyanmadan önceki son hâli kaydedilmişti. Eğer dilerseniz her görseli ve her görselin neyi ifade ettiğini bu linkten inceleyebilirsiniz:
Bu etkinlik beklenilenden çok daha fazla ilgi gördü ve bana kalırsa göründüğünden de çok şey öğretti bize, en azından gösterdi. Birincisi Kanadalılar bayraklarının yaprağını çizmeyi öğrenmeli çünkü 3 gün boyunca sadece bunla uğraştılar ve başaramadılar. Şaka bir yana, r/place bize son zamanlarda tamamen unuttuğumuz bir şeyi hatırlattı: birlikte hareket edebilmek. Kulağa sanki bir ilkokul öğretisi gibi gelse de günümüzün en büyük sorunlarından, en beceremediğimiz işlerden biri bu. Savaşlar devam ediyor, iklim krizi daha da ciddileşiyor, ekonomik kriz hayatımızı mahvediyor, pandemide farklı varyantlar oluşuyor ve biz hâlâ birlik olamıyoruz. Kısacası, her şey daha da kötüye gidiyor ve herkes umudunu kaybediyor. Hâlbuki birlikte r/place’de olduğu gibi akıl almaz derecede güzel işler yapabiliyoruz, sanat uğruna bir bütün olabiliyoruz. Tuvalde ne ırkçı ne cinsiyetçi ne de homofobik bir ifade bulunuyor. Kimse ayırıcı mesaj içeren bir şey yapmaya çalışmıyor, herkesin tek derdi kendisini ifade etmek ve bir iz bırakabilmek. Bir tuval üzerinde yüz binlerce fırça, hepsi de tek bir amaç uğruna mücadele ediyor: bulunduğu tuvali daha, güzel bir hâle getirmek. Bu çok da zor bir iş değil gibi.
Comments