Yazan: İlçim Arslan
Dinlediğim şarkıların hikayelerini araştırmayı eskiden beri sevmişimdir. Şarkılarda gizli anlamları ortaya çıkarıp daha çok bağ kurmamızı sağlar bence. Bu yazıda "Nice hıçkırık gerek bir gitar ezgisine" sözünden yola çıkarak sizi hikayelerinden etkilendiğim birkaç şarkıyla buluşturmak istedim. Şimdiden keyifli okumalar.
BARIŞ MANÇO
Gerek yaşanmışlıkları son derece sade ve neşeli melodilere dökmesi gerekse Galatasaray camiasından oluşu, bu yazıda Barış Manço'ya özel bir bölüm ayırmayı benim için kaçınılmaz kıldı. Başında hikayesini yazmayı planladığım sadece bir şarkısı olmasına rağmen araştırırken neredeyse her şarkısının bir geçmişi olduğunu öğrendim. Bu yazıda aralarından 2 tane seçmek durumunda kalsam da "Gülpembe, Kol Düğmeleri ve Bugün Bayram" şarkılarının hikayelerini kısaca okumanızı tavsiye ederim.
Sarı Çizmeli Mehmet Ağa
1800'lü yıllarda Kıbrıs Göçeri köyünde yaşadığı bilinen Sarı Çizmeli Mehmet Ağa köyün ağasıdır. Eski Türk filmlerinden köy ağalarını kötü olarak anımsamamıza rağmen, Mehmet Ağa aksine hayırseverliğiyle tanınırmış. Köydeki tüm esnaflar tarafından tanınır, ihtiyaç sahipleri yaptıkları alışverişlerde hesabı Mehmet Ağa'nın adına yazdırırmış. Ayın belirli günlerinde köye inen Ağa bütün borçları kapatır, üstelik yeni evlenen gençlere toprak hediye edermiş. Hayatı boyunca yardımlar yapmış olan Sarı Çizmeli Mehmet Ağa zengin bir toprak ağasıyken beş parasız bir şekilde vefat etmiş. Barış Manço 1971'de Kıbrıs'a konser vermeye gittiğinde köylülerden bu hikayeyi dinler ve bu unutulmaz eseri yazar. O gün bu gündür her konserinin son şarkısı olarak Sarı Çizmeli Mehmet Ağa'yı söylemiştir. Üstelik 1982 yılında Kıbrıs’a tekrar gidip Sarı Çizmeli Mehmet Ağa'nın mezarını bulur ve bir mezar taşı yaptırır.
Domates, Biber, Patlıcan
1989 yılında yayınlanan bu neşeli ve eğlenceli şarkının altında aslında trajikomik bir hikaye yatmaktadır. Sevdiği kadına açılmaya karar veren Barış Manço, heyecanına rağmen kadının yanına gidiyor. Tam ilan-ı aşk edeceği sırada sokakta manavın "Domates Biber Patlıcan" sözleri yankılanıyor. Heyecanlanan Barış Manço'nun dikkati dağılıyor ve konuşamaz hale geliyor. Bunun üzerine kadın "Benim iki lafıbir araya getiremeyen bir adamla işim olmaz." diyerek uzaklaşıyor. Barış Manço'ya da hüznünü mizahı bir şekilde ezgileri dökmek kalıyor. Böylece hepimizin eğlenip dans ederek eşlik ettiği o şarkı ortaya çıkıyor.
Ah Bir Ataş Ver
Sisli veya yağmurlu bir günde, takvim yaprakları 4 Nisan 1953'ü gösteriyordu. Çanakkale Boğazı açıklarında, Türk donanmasına ait Dumlupınar denizaltı uzun ve yorucu bir görev sonrasında limana yaklaşıyordu. Donanma istirahat hayaliyle limana yaklaşırken çok büyük bir gürültüyle sarsıldı. İsveç donanmasına ait bir şileple çarpışılmıştı. 81 kişilik mürettebattan ancak 22 kişi torpidoya saklanarak kurtulmayı başarabilmişti. Denizaltı hızlıca denizin dibini boyluyordu. Bu sırada torpidodaki 22 kişi yüzeye bir şamandıra fırlatmış, içerideki telefon kablosu aracılığıyla merkezle iletişime geçmeyi başarmışlardı. Merkezden nihayet cevap gelmişti: "Mümkün olduğunca konuşmayın, sigara içmeyin, türkü söylemeyin."
Askerler biçare emirleri uyguluyor, olacaklardan habersiz merkezin kendilerini kurtarmalarını bekliyorlardı. Tüm ülke seferber olmuştu fakat o zamanın teknolojisiyle askerleri oradan çıkarmanın mümkünatı yoktu, bunu herkes biliyordu, O sırada merkezden yeni bir anons daha geldi: "Rahatça konuşabilirsiniz, türkü söyleyebilirsiniz, hatta sigara bile içebilirsiniz." 22 kahraman asker bu anonsun üzerine "Her şey buraya kadarmış komutan, birer cigara yakalım mı?" sözlerini sarf ettikten sonra umutsuz bir bekleyişle ölümle burun buruna geldiler. 7 Nisan 1953'te gemiyle irtibat tamamen kesilmiş, bu acı olaydansa sadece 5 kişi kurtulabilmiştir.
Tüm Türkiye'nin yüreğini dağlayan bu türkü, ölümün acı gerçekliğini cesur bir kabullenişle hissettirir.
Zombie - The Cranberries
1921'de İrlanda'nın resmi olarak ikiye bölünmesi üzerine Kuzey İrlanda'da, İngiltere yasalarına bağlı kalmak istemeyen ve çoğunluğu Katolik olan Cumhuriyetçilerle; Birleşik Krallığın içinde yer almak isteyen çoğunluğu Protestan birlikler arasında onlarca yıl sürecek şiddetli çatışmalar başlamıştı. 1969 yılında kuzeyle güneyi birleştirme amacıyla IRA'nın (İrlanda Cumhuriyet Ordusu) kuruluşuyla hiç olmadığı kadar şiddetlendi.
20 Mart 1993, anneler gününden bir gün önce...
Warrington şehrinin kuzeyindeki Chesshire'da, çocuklar annelerine tebrik kartları ve hediyeler almak için caddeleri doldurmuşlardı. Şenlik rüzgarlarının estiği, caddelerin dolup taştığı bu öğle vaktinde Mc Donals'ın önünde birinci bomba patladı. İlk bombanın telaşıyla koşup kaçmaya başlayan topluluk, ikinci bombaya doğru yöneldiklerinin farkında değildi. IRA her ne kadar ilk bomba patlamadan 25 dakika önce bunun ihbarını yaptığını belirtse de, ihbarda bombaların yerleri dahi söylenmemişti. Üstelik iki çocuğun ölümü ve 54 kişinin yaralanmasına sebep olmuştu. Patlamada, 3 yaşındaki Jonathan Bell olay yerinde hayatını kaybetmiş, ağır yaralanan 12 yaşındaki Tim Parry ise 5 gün sonra hastanede hayatını kaybedecektir. Bu olay İngiltere ve İrlanda'da şok etkisi yaratmıştır. Bu sırada Amerika turnesini yeni sonlandırmış olan The Cranberries grubu, bu trajik olayın haberini tür otobüsündeyken alır. Bu olay, alternatif rock icra eden ve o dönemde romantik-hippivari tarzıyla tanınan The Cranberries grubu için bir dönüm noktası olacaktır.
Grubun solisti Dolores O'Riordan, İrlanda'ya dönmüş fakat olayın etkisinden hala kurtulamamıştır. Bunun üzerine grubun tarzıyla eşleşmeyen fakat dünyanın dört bir yanında yankı uyandıracak ve onunda özdeşleşecek olan Zombie şarkısını yazar. Başta akustik gitarla yumuşak ve hüzünlü bir melodi eşliğinde yazılan şarkı, kayıt öncesinde isyankar bir rock şarkısına dönüşür. Şarkının klibi de bir hayli etkileyicidir. Mutluz ve neşeli olmalarına rağmen oyunlarını sürdüren çocukların arasında İngiliz askerleri devriye gezmektedir. Dolores O'Riordan bir hacın altında durmakta ve etrafındaki çocuklar gümüş boyanmış ve her biri birer melek olarak tasvir edilmiştir.
Commentaires